Kendinin gerçekten farkında olan, varoluşunun yüzeyinden köklerine kadar nüfuz eden kişi uyanmıştır, der Erich Fromm.
Fakat demesi kolay. Hatta bu minvalde insan iki kez uyanır da denebilir: önce uyanır, sonra hâlâ yarı uykuda olduğunu fark eder ve tekrar uyanır. Inception’daki gibi rüya içinde rüya. Sahi, kimdi o bilim adamı, “bildiklerimiz ve bilimsel gelişmelerimiz bir balon gibidir, içini biz doldurdukça balonun yüzey alanı genişler ve ne kadar çok bilmediğimizi daha bir fark ederiz” diyen? İnsanın içgörüsü de böyle belki de. Evrenin sonsuzluğu, insanın sonluluğu, ve zihnin acizliği karşısında “aydınlanacağımızı sanarak” geliştirdiğimiz içgörümüz, her seferinde bize “onun aslında o kadar kolay olmadığını” hatırlatır.
Erich Fromm’a dönelim, bakalım ne demiş uyanık ve yarı-uykuda olmak hakkında:
Uyanık ve Yarı Uyanık
Kendinin gerçekten farkında olan, varoluşunun yüzeyinden köklerine kadar nüfuz eden kişi uyanmıştır.
Çoğu insanın hayatına bakınca, ne kadar yarı uykuda olduklarını görmek garip. Kimse bir şey bilmiyor, kimse ne yapmak istediğini, sonuçlarının ne olacağını bilmiyor. İnsanlar, varoluş problemleriyle ilgilendikleri kadar da cahiller. İşle ilgilendiklerinde her şeyi çok iyi biliyorlar. O zaman nasıl ilerleeneceğini, kendini ve diğer insanları nasıl idare edeceklerini biliyorlar. Ama iş, yaşamakla ilgili soruya gelince ya yarı uyanıklar ya da daha da az uyanıklar.
Uyanık olmak hakkında kendi tecrübeme dayanarak edindiğim ve ilgilenenlerin kendileri ve başkaları hakkında edinmelerini istediğim izlenimi aktarmak istiyorum. Bu, zaman alır. İnsanın çok uyanık olduğunu sandığı sırada yarı uyanık halinin farkında olması. Aslında tezat şu ki uyurken, uyanıkken olduğumuzdan daha çok kendimizin bilincindeyiz. Uykudayken veya deliyken, en azından deliliğin belli evrelerinde kendimizin özne olarak, hisseden kişiler olarak, insan olarak son derece farkındayız; ancak bu farkındalık dış hayattan ayrı kalır. Ancak karanlık olduğu sürece veya biyolojik açıdan konuşursak, organizma dünyayı idare etme, kendini savunma veya gıda arama fonksiyonlarından azat olduğu sürece var olur.
Ama uyanır uyanmaz uyuyoruz. O zaman daha incelikli kendimizi hissetme ve tanıma süreçleri için gereken bütün içgörüyü, bütün uyanıklığı kaybediyoruz, her şeyde uykudayız ve yaşama şeklimiz de bu. İnsanların yaşamlarının bu kadar az anlamı olması şaşılacak şey değil mi?
– Erich Fromm