The Tao of Trading, Simon Ree’nin trading üzerine wisdom’ını biz fanilerle paylaştığı bir kitap. Kitabın bana göre en önemli kısmı, dillere pelesenk olmuş birçok söylemde var olan conventional wisdom’a karşı çıkıyor olması. En basitinden “trader kimdir vs yatırımcı kimdir” sorusuna bile geleneksel cevaptan farklı bir cevap veriyor ve çoğunuzun yatırımcı olarak satın aldığınızı sandığınız varlıkları aslında trader olarak aldığınızı iddia ediyor. Trader’ın anlamı böyle değişince de üzerindeki o negatif toplumsal önyargı da bi nebze kırılıyor aslında.
The Tao of Trading’den Kendime Notlar
The only way to get ahead is to find errors in conventional wisdom. — Larry Ellison
Conventional wisdom, bize çoğunluğun takip ettiği, ya da etmesinin istendiği yolları öğretir. Fakat piyasada kazanmak (yani exceptional kazançlardan bahsediyorum, endekse paralel getirilerden değil) çoğunluğun gittiği yolla olmaz. Bu yüzden conventional wisdom’da doğrular söyleniyorsa bile belki de her doğrunun söylenmediğini düşünmeli. Bazen doğruların saklanması, yalan söylenmesi kadar çeldirici bir ilüzyondur. “Siz paranızı yönetemezsiniz” diyen Wall Street in mümkün olduğunca çok parayı mümkün olduğunca uzun süre ellerinde tutmak için insanları zorunlu emeklilik sistemine sevk etmesi bu örneklerden biri. Kendisini eğiten bir insan kendi yatırımına ve ekonomisine hükmedebilir, fakat bunun böyle bilinmesi onların işine gelmez. Conventional wisdom bize endeksi geçmenin win ve yeterli olduğunu, paramızı yönetecek donanıma sahip olmadığımızı hatırlatır durur.
Complexity is the enemy of execution — Anthony Robbins
Trade’lerin veya yatırımların arkasında basit ve apaçık sebepler olmalı. Olayı komplikeleştirmeye hiç gerek yok. Piyasada yüzlerce, binlerce indikatör var. Kim bunların hepsini kullanıyor? Algoritmalar bile kullanmıyor. O zaman daha çok indikatör introduce edip kafamızı karmaşıklaştırmak yerine birkaç (temelde farklı şeyleri ölçen) indikatöre ve analize kendimizi alıştırıp o indikatörlerde comfortable hale gelmek bizi daha iyi yapacaktır. 1000 çeşit tekme çalışmış adamdan değil bir çeşit tekmeyi 1000 kez çalışmış adamdan kork hesabı.
Everything should be made as simple as possible, but not simpler. — Albert Einstein
Evet complexity kötü ama çok basit bir dünyada da yaşamıyoruz. Makro iklim, ülkeler ve diplomatik ilişkileri, yeni açıklanan bilançolar, hastalık kıtlık savaş gibi durumlar, kredi döngüleri ve daha birçok şey, bizim aldığımız pozisyonu aşağı ya da yukarı itecek faktörler. Ve fiyat, piyasa tarafından etkin bir biçimde bulunmaya çalışan bir mefhum. Tüm bunlar, bizi bu kompleksite içinde bazı şeyleri basitleştirmeye itiyor. Zaten bu yüzden önceki alıntıda kompleksiteyi konuştuk. Fakat olanı fazla basitleştirirsek, enformasyon içeren ve bizi başarıya götürecek parçaları da yok edebiliriz. Bir PCA sonrası varyansı açıklayan component’leri yok etmek gibi. Bunu da istemiyoruz. Bu yüzden, bahsedilen etmenleri hiyerarşik bir düzende incelemek gerekiyor. En yukarda dünyanın durumu ve makro koşullar (bu sene neyin revaçta olması bekleniyor, hangi sektörler vs kısaca para nereye akacak), sonrasında piyasanın kendi koşulları ve şirket nezdinde koşullar şeklinde. Pozisyonun yönü de hiyerarşik dizilimin karşılık geldiği vadelerde yapılması kaydıyla.
Wide diversification is only required when investors do not understand what they are doing — Warren Buffett
Evet, dedemiz doğru söyledi. Diversification paranızı korur, odaklanmak ise paranızı katlar. Bu da başka bir alıntıydı dededen. Conviction ile tutulabilen, yani azcık profit görünce hemen kapatılmayan pozisyonlar bize lazım olan. Bu yüzden ister temel ister teknik analizle olsun pozisyona niye girdiğimizi, beklentimizin ne olduğunu, ve bu beklentilerin bozulması durumunda alacağımız aksiyonun ne olacağını hep hatırlayarak pozisyonu açmamız lazım. Diversification arttıkça getiriniz endeksin getirisine yaklaşıyor. Bu da istemediğimiz bir durum. Biz exceptional tradeler istiyoruz.
Skipping lattes won’t make you wealthy — T Harv Eker
Fixed income ile alışkanlıklarınızı değiştirip daha low-maintenance bir yaşam sürmek sizi zengin yapmayacaktır. Bu en fazla şuna yarar: getirileri ile anlamlı bir fark yaratacak bir anaparayı en başta böyle biriktirebiliyorsanız, anca o zaman bu sizin için bir bebek adımı olabilir. Fakat biz exceptional tradeler peşinde olanlar olarak kahveden kesilerek piyasaya aktarılacak 1000 liranın hiçbir şeyi değiştirmeyeceğinin farkındayız. Bu büyüklükte meblağlar, pozisyonu daha iyi yerde açıp kapatarak, doğru risk yönetimi yaparak telafi edilebilecek meblağlar.
Between stimulus and response, there is a space. In that space is our power to choose our response. In our response lies our growth and our freedom. — Viktor Frankl
Zen kalabilmek çok önemli. Bu alıntıya bir Stoacı felsefe hayranı olarak çok önem veriyorum. Kontrol her zaman potansiyel olarak bizdedir, onu kaybetmeyi biz seçeriz. Dışarıdaki oluşlar değil onların bizde yarattığı empresyonlardır önemli olan. Aynı grafiğe bakan iki trader farklı şeyler görürler. Biri zararda kaldığından sinir krizi geçirirken, öteki ağzının suyunu akıtarak pozisyona nereden gireceğinin hesabını yapmaktadır. Veya pozisyonda olan iki traderın biri hevesle ve hayranlıkla kardaki pozisyonunu izlerken öteki nereden çıkması gerektiğinin hesabını yapmaktadır. Piyasalara duygular yön verir fakat piyasadan para kazanmak isteyen için duyguya yer yoktur.
Humans are fear-based creatures. We are primarily emotional, and our ruling emotion is fear. — Jed McKenna
Fear and greed. Korku ve açgözlülük piyasayı yöneten iki unsur. Piyasa yükselir ve düşerkenki kullanılan “alıcılar fazlaysa yükselir, satıcılar fazlaysa düşer” sözünün yerine “alım iştahı fazlaysa yükselir satım iştahı fazlaysa düşer” sözü kullanılması gerekli. Her an her pozisyonda alım ve satım, birbirini match eden orderlarla gerçekleşiyor. Yani alım satımdan fazla değil. Ama fiyata yön veren, alanın ve satanın, ne kadar aşağıdan ve yukarıdan almaya duyacağı istek. Yani fiyat, duygusal bir mefhum. Algoritmalar da bunu kullanıp insanların duygularını al-satlarla manipüle edip fiyatı istedikleri yere çekmeye çalışırlar. Sokaklar kan gölüyken alınır sözünün sahibi bunu çok iyi biliyordu.